21 Ağustos 2012 Salı

Başlangıç...

“Evrenin hikayesi, aslında hepimizin hikayesi” bir cümle nelere kadir...

  Öylesine vakit geçirmek için oturmuştum halbuki televizyon karşısına, olacaklardan bir haber. O an geldiğinde ise kafamda çakan şimşekler dönülmeyecek bir yolun habercisiydi sanki; içimdeki çocuk beni tekrardan mı yoklamıştı acaba. Yok yok bu başka bir şeydi sanki, boşluk ve yalnızlık hissi terk etmişti beni ve kendimi sarmalanmış hissetmeye başladım. Tekrardan beraber olmak farklıydı. Halbu ki bizi terkettilerini sanmıştım ışığın altında gömülü haldeyken o birliği unutmuştum. Atalarımızın semaya baktığında ki hayranlığı yok olmuştu sanki. Onlar ise bize inatla göz kırpıyorlardı, buradayız seni görüyoruz bak bize der misali.
 Artık o fısıltıları hoş bir müzikale dönüşmeye başlamıştı. Aramızda ki uzaklığın bir anlamı kalmamıştı sanki, o bağlantının sınırı yoktu bundan sonra. Çok eski bir dostu gördüğümdeki tebessüm belirdi yüzümde, onlar da bunu farketmiş gibi daha bir parlaklardı.. Anlatacak çok şeyim vardı onlara, ama beni zaten hep görüyorlardı, hep benimleydiler. Asıl benim dinlemem gerekti onları...
   İşte benim de küçüklükten beri hayalim bir teleskop alıp gökyüzüne bakmakdı. Çok geç olmasada bunun 2-3 sene önce gerçekleştirebildim. Umarım benim gibi herkes hayaline ulaşabilir.

Hiç yorum yok: